Depremler insan müdahalesiyle tetiklenebilir mi?
“Türkiyedeki deprem, dünyanın en büyük kara depremlerinden biri. ” Bu sözler, Japon deprem uzmanı Sinji Toda’ya ait. Ve Toda’ya göre, Kahramanmaraş’taki depremde ortaya çıkan enerji miktarı, Japonya’da karada gerçekleşen depremlerin 10 katı kadar. Peki yaşanılan deprem, gerçekten ne kadar büyük? Bölgede iki farklı fay hattında, iki büyük deprem yaşandı.
18:24-18:55 Kandilli depremin büyüklüğünü sırasıyla 7.7 ve 7. 5 şeklinde açıkladı. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin daha güvenilir kabul edilen ölçümüne göreyse, depremler 7. 8 ve 7. 5 büyüklüğünde. Bu, Erzincan’da 1939’da gerçekleşen 7. 8’lik depremden daha büyük bir deprem, çünkü kısa süre içinde, 7. 5 gibi büyük bir deprem daha gerçekleşti.
Kahramanmaraş depremi sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük kara depremlerinden de biri. Ama Japon’yada 9’un üzerinde gerçekleşen depremleri ve hiçbir hasar alınmadığını duymuş olabilirsiniz, peki bunlar ne kadar doğru? -58:24-59:09 -Celal Kobe’deki deprem 1:36:57-1:37:41 Yaşadığımızın ne kadar büyük bir afet olduğu ortada. O halde, bu kadar büyük bir depremin, insan müdahalesiyle tetiklenmesi mümkün mü? Uzmanlara göre bu mümkün olmasa da, aynı uzmanlar şu cümleleri de kuruyorlar. -1:13:22-1:13:34 “Fay kendi gücüyle kaymak üzeredir, onun üzerine üflesen de kayar.” 23:52-24:15 “Deprem üretmeye neredeyse yakınlaşmış bir fayı tetikleyip, hani dolu bir bardağa düşen son damla rolünü oynaması için gerekli ekstra bir yönlenme, stres transferi ne kadar biliyor musun? Senin arabanın lastiğinin birinin, bastığın havanın sekizde biri yetiyor. O kadar? Evet! ” Yani zaten depremin beklendiği ve enerji birikimi olan fay hatlarında, insan müdahelesiyle bir depremi tetiklemek, akıldan uzak gözükmüyor. -24:34-24:46 “Sisteme enerji verdiğimiz anda 4 ile 4.5 Richter şiddetinde bir deprem yaşandı. Sebep-sonuç gibi görünen bu durum karşısında hayretler içinde kaldık” Depremden birkaç gün önce, bir ABD Savaş gemisinin İstanbul boğazında olması birçok kişiyi kuşkulandırdı. Ancak ABD’ye ait başka savaş gemileri, herkesin dikkatinden kaçmıştı. Çünkü depremin gerçekleştiği hafta, ABD nükleer uçak gemisi ve onlarca savaş gemisiyle birlikte Akdeniz’de ve daha birçok bölgede tatbikat için bulunuyordu. Bu gemiler, yaklaşan bir depremi tetikleyecek teknolojiye sahip mi bilemeyiz. Ancak hiçbir şey yokken, 9 ülkenin, terör saldırısı bahanesiyle konsolosluklarını kapattığı ve tam anlamıyla psikolojik harp uyguladığı bir dönemde, ülkenin güvenliği için her türlü olasılığı hesaba katmalıyız. Ve depremden önce, 7.
4 büyüklüğünde deprem olmasını bekleyen FETÖ’cülerin konuşmalarını da yok sayamayız. -0:12-0:25 Yaşadığımız afetin ne kadar büyük olduğunu konuştuk. Deprem 10 şehirde hissedildi ve 13 milyondan fazla kişi etkilendi. Yani deprem, Almanya büyüklüğünde bir alanda gerçekleşti. Bu büyüklükteki bir enkazın altında yüzbinlerce insan varken, arama kurtarma ekiplerinin yetersiz kalması doğaldı. Twitter’da birçok hesap, Türk ordusunun olaya müdahale etmesini istedi. Bunun neden kolay olmadığını, emekli tümamiral Cihat Yaycı şöyle açıkladı.
Emekli Amiral Cihat Yaycı 9:27-9:33, 9:41-9:47, 9:56-10:05 8:20-8:35 “Durumu hiç bilmiyorlar. Böyle, bunlar zannediyor ki, gemilerde herkes standart bekliyor. Bütün personeliyle gemiler limanda bekliyor. Deprem olursa kalkıyorlar ve tak, gidiyorlar. 9:02-9:06 “Böyle bir şey nerede, dünyanın neresinde var ya? ”
Depremi fırsat bilip bize saldıran terör örgütleri varken, ordunun hazırlık yapmadan hareket etmesini bekleyemeyiz. Ancak daha yeni askeri darbe yaşamış bir millet olarak dikkat etmemiz gereken şeyse, ABD ordusunun 2002 yılındaki tatbikatıdır. 20 yıl önceki tatbikatın senaryosuna göre, hedefteki kırmızı ülke, stratejik bir konumdadır ve komşusuyla adalar konusunda kriz yaşamaktadır. Çok tanıdık geldi değil mi? Kırmızı ülkede büyük bir deprem olur ve devlet, deprem sonrası müdahalede yetersiz kalınca, ülkenin silahlı kuvvetleri olaya dahil olur ve bir grup asker, darbeyle ülkenin kontrolünü devralır. Darbe yönetimi uluslararası krize sebep olunca, ABD’yi temsil eden mavi ülke kırmızı ülkeyi işgal eder ve krizi sonlandırır. Böyle bir tatbikat önümüzde duruyorken ve bu çapta bir afetle karşı karşıyayken, ulusal güvenliğimizi zaafiyete sokabilecek taleplerden ve adımlardan kaçınmak zorundayız. Sonuç olarak, yaralarını er ya da geç saracak büyük bir devlete sahip, büyük bir milletiz.
Ama, başımıza bir afet gelene kadar, önceki tecrübelerini unutacak kadar balık hafızalı da bir milletiz. Tek bilek olup arama kurtarma çalışmalarına gönüllü giden de biziz, yapıldıktan 6 ay sonra yıkılan binayı, deprem yönetmeliğine uygun diyerek satan da biziz. Marketindeki tüm ürünleri deprem bölgesine gönderen de biziz, depremzedelere pahalıya satmak için battaniyeye zam yapan da biziz. Bina yapılmayacak yere bina yapan müteahhit de biziz, o binaya ruhsat veren memur da biziz. Her depremden sonra önlem alınmalı diyen de biziz, metrekaresi azalacak diye evini kentsel dönüşüme vermeyen de biziz. Velhasılı özünde güzel bir milletiz. Ama yuvamızdaki yıkımdan korktuğumuz kadar, ahlakımızdaki yıkımdan kormazsak.
Sizi temin ederim, bütün güzelliğimizi kaybederiz.