Türkiye’nin %49.5’i aptal mı?

Türkiye seçimini yaptı ve hiçbir cumhurbaşkanı adayı %50’nin üzerinde oy alamadı. Ama %40’lık kesimden diğer kesime öyle yorumlar geldi ki, Aziz Nesin’in Türk halkının %60’ı aptaldır sözünü hatırlattı.

“Aziz Nesin: Türk insanının %60’ı aptaldır”

Neredeyse ülkenin iki yarısını temsil eden iki taraf da seçim sonuçlarını anlamakta zorlandı. Bir taraf ekonomik zorluklar varken Erdoğan’ın oyların çoğunu nasıl aldığını anlayamadı; diğer taraf, Türkiye kendi arabasını, uçağını ya da gemisini üretmeye başlamışken neden Erdoğan’a oy verilmediğini anlayamadı. Bir taraf deprem felaketine rağmen Erdoğan’ın 27 milyon oyu nasıl aldığını anlayamazken, bir taraf da, PKK’nın açıkça desteklediği Kılıçdaroğlu’nun 24 milyon oyu nasıl aldığını anlayamadı. İki taraf da birbirini anlayamdı ve dünyaya farklı yerlerden baktıkları için kolay kolay da anlayamayacaklar. Ama, seçim sonrasında bir tarafa, yani ülkenin %50’sine öyle hakaretler edildi ki, Aziz Nesin’in aptal ifadesi bunlar yanında çok masum kaldı. Deprem bölgelerinde Erdoğan fazla oy aldığı için binlerce kişi deprem felaketini yaşayan insanlara ağza alınmayacak küfürler etti.

Sözcü gazetesi, demek ki millet togg’muş manşeti attı, demek ki depremzedeler çadır hayatı yaşamayı çok sevmiş diyerek Erdoğan’a oy veren bu insanları aşağıladı. Depremde ailesini, yuvasını kaybetmiş insanlara hakaret edebilecek kadar vicdan yoksunlarıyla beraber, halkı aşağı gören, aşağılamaya çalışan sözde ünlüler de vardı.

Halkın %50’sini aşağılayanlardan daha kötüsü vardı, milletin, tamamını aptal yerine koyanlar. Uğruna milleti aşağıladıkları Cumhurbaşkanı Adayı’nın, seçim akşamı millete alenen yalan söylediği ortaya çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin haber ajansı ANKA, seçim akşamı dakika dakika abonelerine dağıttığı seçim verilerini paylaştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünde, hem kendi ajansları Anka hem de Anadolu Ajansı’nın verileri varken ve Erdoğan’dan 6 puan gerideyken aynı dakikalarda çıktı ve “Öndeyiz” diye tweet attı, yani açıkça yalan söyledi. Bir saat sonra Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş sahneye çıktı.

“%47. 42 Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. %46. 80 Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Kimsenin milletimizi aldatmaya hakkı yoktur, manipüle etmeye hiç yoktur.”

Bu açıklamayı yaptıkları dakikada kendi verilerine göre, aslında Kılıçdaroğlu değil Erdoğan’ın önde olduğu görülüyor.

“Sayın Genel Başkanımız’ın oyu %48-49, Sayın Erdoğan’ın oyu %45 civarında, net bakın söylüyorum. Milleti ne yazık ki aldatmaya yönelik bir süreç”

Bir saat sonra bu açıklamayı yaptıklarında da Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan 3. 5 puan fazla oyu olduğu Anka verilerinde gözüküyor. Yani Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ile birlikte o akşam bütün Türkiye’nin yüzüne bakarak yalan söylemişler. Yani bu milleti yine, aptal yerine koymuşlar.

Türk halkının %60’ı aptaldır diyen Aziz Nesin’in oğlu, 2018’de, belki de babasına verilecek en güzel cevabı vermişti.

“80 yılda ya da 60 yılda kaç yılsa artık. Bugünkü duruma Türkiye’yi bu konuma sokanlar onlar.Seçimleri ben kaybetmiyorum onlar kaybediyor. Kaybediyorlar. Halkın ödü patlıyor onlardan. Eski rejime döneceğiz diye ödleri patlıyor ondan vermiyorlar oy. “Nedir muhalefetin temel hatası sizce?” Çok şey yaptılar bu halka çok eziyet çektirdiler. CHP değil ama o zihniyet, o bakış açısı”

Aynı zihniyet, sadece bugün değil, dün de halkı aşağılıyor ve zulmediyordu. 28 Şubat’ta insanlar sadece inançlarından dolayı baskı görüp, sırf başörtüsü taktıkları için eğitim hakları ellerinden alındığında çok değil, 26 sene öncesiydi. .

“Aslında ben türban kelimesini kullanmayı da kendime yediremiyorum. Onu zaten ben hep yıllardır çul derim. Evet. Benim için bir çuldur o. Bir metrekarelik bez parçası. “Türbanla öğrenciler okula girecektir diye.” “Düşünebiliyor musunuz? ” “O işin sınırı da yok. Yani, bugün türbanla, yarın birisi diyecek ki “Hayır ben peçeyle gelmek istiyorum”, bir başkası diyecek ki “Hayır, ben onla değil çarşafla gelmek istiyorum” “Efendim, bir süre sonra belki de türban takan kardeşlerimiz türbanı çıkaracaktır. Yani illa ömür boyu takacak diye bir kural mı var? Ben biliyorum bazı evlerde kızlardan birisi takarken diğer kız takmıyordu. “Ama Kemal Bey, ama olur mu şimdi? Tamam belki takmayacak ama biz şimdi insanların haklarını konuşuyoruz” “Okullarda başörtülü öğrencilerimiz var. Var. Kamuda çalışanlar var. Var. “Mesela ben şunu beklerdim. Keşke bu sorunu CHP çözseydi. Ben çözdüm.” “Başörtüsüne uzanan eli kırarım, koparırım!” diyen bendim, ben. “Ben imza attım Milli Güvenlik Kurulu kararlarına, orada katılanlardan birisi olarak, gönülden inanıyorum, uygulanacak ve uygulanması gerektiğine de gönülden inanıyorum. “28 Şubat döneminde kadının başörtüsü üzerinden bir kavga vardı.” “Başı açık kadın, başı kapalı kadının başörtüsüne elini uzatmadı.” “Kıyafet Yasası mesela, en kolay uygulanacak olan, öyle değil mi? En kolay uygulanacak olan ve bir türlü uygulanamıyor. Uygulanacak, göreceksiniz, uygulanacak.”

Milletin %50’sinin Erdoğan’ı neden tercih ettiğini anlamak için, milletin %50’sini aşağılayan ve yıllarca zulmeden zihniyeti, anlamak zorundasınız. Belki birden fazla partiyle ittifak kurup oylarınızı artırabilirsiniz. Ama milletin yarısını sürekli aşağılar, o milletin değerlerine saygı göstermezseniz. Milletin gözünün içine baka baka yalan söyler, sonra kapısına gelip oy isterseniz, bu millete hizmet etme şerefine, hiçbir zaman erişemezsiniz. Necmettin Erbakan bunu anladığı için şöyle demişti.

“Halk Partisi bu milletten %20-25’ten fazla oy alamaz. Çünkü mazide yapmış olduklarından dolayı bir nevi mühürlüdür. ”

Gerçekten de son 20 yıldır CHP, seçimlerde %25’i geçemedi ve böyle devam ederse geçmesi de mümkün değildir. Çünkü bu millet, kendisini hor gören bu köhnemiş zihniyetin değişmediğini de, değişemeyeceğini de her sözlerinde, her adımlarında görüyor ve anlıyor. Yoksa bu milletin ne %60’ı ne de %50’si aptal değil. Yıllardır kendisini aptal yerine koymaya çalışanları, çok iyi tanıyor sadece.